Hayat Pahalılığı Artıyor, Alım Gücümüz Eriyor
- Lisani ÖZÇÜRÜMEZ

- 3 Tem
- 2 dakikada okunur

Kamuda ve Asgari Ücrette Adalet İstiyoruz
Haziran 2025 itibarı ile, hem KKTC’de hem de Türkiye’de hayat pahalılığı yeniden tırmanışa geçti. KKTC İstatistik Kurumu’nun yayımladığı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine göre, Haziran ayında enflasyon bir önceki aya göre %1,42 arttı. Yılın ilk altı ayındaki kümülatif artış %17,79, yıllık artış ise %35,78 olarak gerçekleşti.
Türkiye’de ise TÜİK, Haziran ayında TÜFE'nin aylık bazda %1,37, yılbaşından bu yana %16,67, yıllık olarak da %35,05 arttığını duyurdu. Bağımsız araştırma grubu ENAG’ın verileri ise çok daha çarpıcı: Aylık enflasyon %3,05, yıllık bazda ise %68,68.
Bu oranlar, sabit gelirli çalışanlar için ağırlaşan ekonomik koşulları net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Kamu Görevlileri ve Emekliler İçin Yetersiz Yansıyan Hayat Pahalılığı Ödeneği
Haziran ayı itibarıyla kamu çalışanlarının maaşlarına brüt %17,79 oranında hayat pahalılığı ödeneği eklenecektir. Ancak bu artış, gelir vergisi ve sosyal güvenlik kesintileri sonrası net maaşlara yaklaşık %13 ila %15 oranında yansıyacaktır. Emekli maaşlarına ise artış kesintisiz ve net %17,79 olarak uygulanacaktır.
Yani kamu çalışanlarının maaşları, hayat pahalılığının gerisinde kalmakta; gerçek alım gücü korunamamakta, reel gelir düşmektedir.
Asgari Ücret Enflasyonun Gerisinde Bırakıldı: Derhal Revize Edilmeli
Daha da çarpıcı olan ise asgari ücretin durumudur. Mevcut asgari ücret, önceki dönemde belirlenirken TÜFE’nin gerisinde bırakılmıştı. Oysa enflasyon oranları ortadayken, çalışanların geçim sınırının altında bir rakamda tutulan asgari ücret, sosyal adaleti zedelemektedir.
Asgari ücretin TÜFE oranlarını yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmesi, çalışanların temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmesi açısından zorunluluktur.
Ekonomik Dengesizlik Derinleşiyor: Cari Açık ve Borç Stoğu Alarm Veriyor
KKTC’nin ekonomik göstergeleri sadece çalışanların değil, tüm ülkenin ekonomik sağlığının bozulduğunu ortaya koymaktadır. Cari açık artmaya devam etmekte, kamu borç stoğu rekor seviyelere ulaşmaktadır.
Bu sürdürülemez durum, ekonominin yapısal sorunlarının derinleştiğini göstermektedir. Bunun temel nedenlerinden biri de vergi sistemindeki adaletsizliktir.
Vergi Adaleti Sağlanmadan Ekonomik Denge Kurulamaz
Cari açığın azaltılması, kamu gelirlerinin sürdürülebilir hale gelmesi için yapılması gerekenler nettir:
Vergi adaleti sağlanmalıdır. Büyük sermaye gruplarına sağlanan istisnalar ve bağışlanan vergiler gözden geçirilmelidir.
Vergiden kaçınma yolları sınırlandırılmalı, istisna ve muafiyetler adil bir zemine oturtulmalıdır.
Gerçek vergiler toplanmalı, kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele edilmelidir.
Bu adımlar sadece devletin mali dengesini değil, aynı zamanda sosyal adaleti de güçlendirecek; çalışanların, emeklilerin ve işsizlerin sırtındaki yükün hafiflemesine katkı sağlayacaktır.
Maliye-Sen olarak çağrımız açıktır :
Ekonomik istikrar, yalnızca verileri ilan etmekle değil; gelir dağılımında adaleti sağlamakla, emekçinin hakkını korumakla mümkündür. Kamu görevlilerinin ve dar gelirli kesimlerin yaşam kalitesi göz ardı edilmemeli, kamusal düzenlemelerde sosyal denge gözetilmelidir.
Emeğin değersizleştirildiği değil, korunduğu bir sistem için mücadelemiz sürecektir.
Hazine ve Maliye Çalışanları Sendikası





Yorumlar